Öze Dönüş

     "Hastalıklar birer imtihandır" 

Bunu ilk duyduğum zaman o kadar eski olacak ki, kimden duydum ne üzere duydum, hatırlamıyorum. O zamandan beri düz bir mantıkla çevremdeki herkesin hastalığına sınav gözüyle bakar ve yalnızca sabredilmesi gerektiğini düşünürdüm. Tek gerekenin sükut halinde beklemek olduğunu sanırdım. Meğer hastalıklardan ziyade, hastalıkların zihindeki sebepleri birer sınavmış ve hatta o sebep bulunmazsa tamamen iyileşmek hiçbir şartta mümkün değilmiş.

        Bedeninde rahatsızlığı olan birinin onunla yaşaması ne zordur fakat o rahatsızlık bir travmanın bedene yansımasıysa onunla yaşamak çok daha zordur. Mesela ne yapılırsa yapılsın geçmeyen geçse de yine gelen ağrılar, cilt problemleri, durmadan tekrar eden enfeksiyonlardan tutalım da kanser, siroz ve hatta çocuk sahibi olamamaya kadar uzayan bir ton hastalık listesinin temelinde kesinlikle psikolojik bir sebep olduğuna inanıyor ve hatta şahit oluyorum. Bunu bildiğimden beri de hastalıkların neden sınav olduğunu çok daha iyi anlar oldum. Zira kişinin atlatamadığı bir korkusu, hissi, travması hem zihinden kendi kendine gitmediği gibi zaman içinde katlanarak artıp bir de alakalı organda hastalığa dönüşüyormuş. Grip olup hapla kurtulmak gibi bir şey değil maalesef. Bedeni hastalık ile yaşarken psikolojisindeki  hastalık ile de her gün tükenmekten bahsediyorum. Misalen cilt rahatsızlıklarının; doğrudan özgüven ve değer eksikliği ile, kendini yeterince sevememek, beğenememekle ilgili olduğu söyleniyor. Böyle düşününce cilt rahatsızlığı olan sivilceyle akneyle mücadele eden bir kimse sivilce ve aknesi için türlü krem ve sabunlar kullanıyor, belki bir dermatoloğa gidiyor. Bu durum zaten kişi için yeterince yorucu. Lakin bir de zihninde değersizlik hissi var. Nasıl giyinirse giyinsin kendini beğenemiyor, yanından geçen herkesin beğenilmeye kendisinden daha layık olduğunu düşünüyor ki bu her şeyden çok daha yorucu. Yani dert × 2 durumu diyebiliriz. Daha kötüsü de şu ki ; cilt sorununun psikolojik sebebi olduğunu bilmedikçe, o sebebi bulmadıkça ve bu hislerle yüzleşmedikçe hiçbir tedavi bu sorunu tamamen geçirmeyecek. Adeta sıkıntılar kombo halinde döngüye girecek. Şu durumda görüyoruz ki;imtihandan kasıt budur. Kişinin kendi benliğine inme yolunda , doğru düşünceleri hisleri özümsemesi ve hayatında uygulaması yolunda Rabb'imin imtihanı. Belki de birbiriyle böylesine ilişkili olmasa özümüze inemezdik ve adem olmamızın sırrındaki hikmetleri hiç anlamazdık. Yani nihayetinde tüm bu sıkıntılar tamamen geçtiğinde yani hem madden hem manen iyileşildiğinde tekamül etmemiz gereken versiyonumuza da ulaşmış oluyoruz. Mevzuyu detaylandırmak adına araştırma yaparken bloğunu incelediğim bir bilinçaltı uzmanından aldığım şu kesitlere bir bakalım ;

"Örneğin; danışanım olarak bana geldiğinizde sık sık sırt ağrılarınızdan şikayetçi iseniz size ailenizden yada sorumluluk duyduğunuz kişilerden dolayı sürekli bir maddi kaygı içerisinde olduğunuzu ve bunu artık kontrolcü bir davranışa çevirdiğinizi ihtiyaçları olmasa dahi hep bir kaygı hep bir şeyleri yetiştirme ve yetme çabasında olduğunuzu söyler ve hatta bu düşünce kalıplarını değişmediğiniz takdirde sırtınızdaki ağrıların fıtığa dönüşeceğini ve akabinde maddi yükden sonra gelen kontrolcülük  den dolayıda bir migren hastalığına sahip olmanızın kaçınılmaz olduğunu söylerdim.
Burada çözüm elbette ailenize yada sorumlu olduğunuz kişilere karşı her şeyi boş vermeniz olmayacak,sadece sizi bu hastalıklara sevk eden bilinçaltı olumsuz kodlamaları ve düşünce kalıplarını bulup onları değiştirerek yapmaya çalıştığınız şeyleri yine yapmanızı ama bunu kaygı duymadan,kontrolcülük de aşırıya gitmeden yapmanızı sağlayarak sağlıklı ve konforlu bir yaşam sürmenizi sağlamak olacaktır."

Yazımın bunaltıcı olmaması adına örneklendirmeye devam etmeyecğim ,vakıa anafikir ; iyileşmek için bilinçaltını yapılandırmanın şart olmasıdır. Bilinçaltı ile iletişim kolay durmuyor gibi gelebilir fakat Cenab ı Hak böyle temel şeyleri kuluna zor kılar mı hiç? Denemediğimiz şeylerin ulaşılması zor olduğu yanılgısına düşüyoruz hep. Bu mevzu da tıpkı böyle. Kendi deneyimlerimden de farkediyorum ki zihnimiz onunla iletişim kurmamızı bekliyor. Sebepsiz yere mutsuz olduğumu sanıp benim neyim var diye sorduğumda ,zihnimin bir süre sonra canımın sıkıldığı fakat benim baskıladığım bir şeyi gözümün önüne , fikrime getiriyor. Bir türlü hatırlayamaığım anılarımı,düşüncelerimi emdr yani çift taraflı vuruş yaparak hatırlayabiliyorum. "Kendimin daha iyi versiyonuna nasıl dönüşeceğim?" sorusunu kendime defalarca yönelttiğimde zihnimin beni faydalı işlere yönlendirdiğine şahit oluyorum ve bunu kalbi bir kabul ile yapıyorum. Tabi 90  larda olan B12 vitaminim ile hatırlama mevzuu bazen çok daha zor olabiliyor fakat buna rağmen işler yoluna giriyor. Eminim B12 niz yüksekse işler düşündüğünüzden de iyi gidecektir :) Bu konuyla ilgili pratik yapıp hayatınıza geçirdiğinizde yaşamın sırrına dair mühim bir gerçeği içselleştirmiş olacaksınız. Hastalıklardan,bilinçaltındaki travmalarla birlikte kurtulmak isterseniz bu alanda çalışan uzmanların videolarına ,seanslarına uğrayabilirsiniz. Benim şuanki favorim Barış MUSLU. Bu durumlarla ilgili çalışmalar yapıp detaylı bilgi de aktarıyor.  Lütfen umursamamak gibi bir kötülüğü kendinize yapmayın,yapmayalım. Büyüklerimiz şimdiye dek işlere gömülüp,kendilerini ailelerine adayıp bu ehem mevzulara giriş dahi yapmamışlar ve muhtelif sebepleri suçlamışlar . Biz de öğrenilmiş bir davranış olarak bunu yapmaktayız ve haliyle deneyimlememek bizi özümüze ulaşmaya ,benliğimize inmeye uzaklaştırmış durumda. Halbuki bir defa deneyimlemek ve bu mistik dünya ile tanışmak bile çok moral veriyor,özgüven tazeliyor. Çaresiz sandığımız sıkıntıların çaresinin içimizde bir yerlerde olduğunu öğrenmiş oluyoruz.

          Bize ait olan ne varsa üzerinde hüküm sahibiyiz fakat vücudumuzu bir kıyafet misali giydiğimiz  halde ondan kopuk  yaşıyoruz.Oysa  dinlediğim uzman bir doktor "Beden zihin bütünlüğü azıcık bile sağlandığında vücut kendine baktırır,kendini şifalandıracak şeyin sinyallerini verir" demişti.Vakıa hakikatte giydiğimiz kıyafet bize ait değil ama şuan üzerimizde. Üzerimizde olduğu sürece bedenimiz ve zihnimizle iyi geçinir,bağlantımızı kuvvetlendirirsek,gerek maddi gerek manevi hastalıklar karşısında işbirliği içerisinde oluruz. Bir de bu konuda gelişirsek , özümüzle tanışmak tadından yenmeyecek ,eminim :)  Üzerimizdekini, zerafetle ve yüksek farkındalıkla taşıyabilmek dileği ile ...

Yorumlar

Yorum Gönder

Düşüncelerini Paylaşır mısın?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bugünler ve Yarınlar

MEVZUMUZ ;DEHB

İÇİMDEKİ GÖLGE