BİR EĞİTİMCİNİN SERZENİŞİ
"Mürekkep yalamak"diye bir tabir vardır. Tahsil görmüş, ilmin basamaklarını çıkmış kimseler için, ünvan niteliğindedir bu deyim. Gelgelelim, hiçbir şeyin eskisi kadar kıymeti kalmadığı gibi, artık ilmin de bir kıymeti kalmamış. Tecrübe ettim, çünkü ben de bir eğitimciyim. Uzun bir yazı olacak. Kâh-feleri hazırlayınız. Zira meslektaşlarım ve şahsım adına çok doluyum. Ben bir eğitimciyim. Hayır, öğretmen ya masa başında ders bekleyen bir hocalık değil kastım. Ezberci, dayatmacı sistemi savunanlardan hatta bir parçası olanlardan da değilim. Niyetim, ektiğim tohumların toprağını çiğnemek değil, incitmeden, su olmak, güneş gibi ısıtmak. Buralara gelmenin de bir evveli var. Bir eğitimci kolay yetişmez. Ben bir eğitimciyim ama evvelde bir bahçivanın ektiği bir tohumdum. Ufacıkken evini bırakmış, annesinden çok hocasını görmüş, hocasının cesaretiyle çocuk yaşta, kocaman teyzelere mukabele okuyacak şekilde yetiştirilmiş, ders hazırlamak için u