Kayıtlar

Temmuz, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PERSPEKTİFDEKİ KALİTE

Resim
Evet okudunuz. Ve belki de fikir yürütmeye başladınız bile. Hep öyle olmaz mı zaten. Aynı yörüngede devam eden olaylar zincirinin başlangıcını "atılan başlık" belirler hesabı. Başlamak için bir adım gerekir elbet, lakin bu adımın başlık atmak olması oldukça manidar(!) geliyor bana. Atılan her başlıkda insanların önyargısını görmekten sıkıldığım için belki de bu nedensiz önyargım. Ön yargımı yıkabilmek adına attığım bu başlık benim için değerli bu yüzden.. Aslına bakarsanız olaya bu yönden bakıp görmeye ,satırlarım içimdeki bu amansız köprüden kurtulup dile gelmeye başladığında fark ettim. GÖRMEK... Basit görünümlü derin bir kelime. Şimdi biraz daha detaya inelim mi ne dersiniz? Kamerayı birazcık daha yakınlaştırıyorum. İşte şimdi bu kelimeye olan bakış açımız netleşiyor sanki... Görmenin çeşitleri vardır, bakmak ile arasında olan farkdan apayrı. Örneğin;   gözle görmek  ; Ru'yet fikirle görmek  ;Nazar   hissederek görmek ;Şuur   kalple görmek; Basiret  ruhla görmek;  Sevg

SEYAHAT GÜNCESİ 2

Resim
            Seyahat güncelerini sevdiğimizi gördüm. Dedim madem içerik tuttu, devamı gelsin. Bu yazının konumu; Bolu, Seben Gölü'nün yanında, Nimetli Yaylası'nın solunda kalan piknik alanı. Güncemize başlamadan evvel, yazıyı ,ilhamımı diri tutan ilahiyle okumanızı tavsiye ediyorum; Ömer Faruk DEMİRBAŞ " Ömrüm". Seveceğinize inanıyorum. Belki ilahi kültürü olmayan birine bile, ilahi kültürü katabilir. İlahiyi açtıysak, yazımıza devam edelim.             Bolu'da piknik yapmak isterseniz, en güzeli göl kenarları ve yaylalardır. Ama bayram zamanı, Abant ,Gölcük , Yedigöller, At Yaylası, iki kat dolu olur.  Hatta neredeyse , Bolu plakası göremezsiniz. Genelde İstanbul, Ankara, Düzce, Karabük ,Zonguldak plakalarına rastlanır. Daha uzaktan dahi gelen olur. Korona virüsün ilk zamanlarında bile çok dolu olurdu. Şu haberi hatırlayanımız vardır belki;  karantinaya alınan Konyalı bir topluluk Gölcük'te yakalanmıştı. Herhalde Bolu'daki vakalar, o zamandan sonra coştu.

INFJ KİŞİLİK

Resim
      Bu yazımda ,biraz anatomi ilmine girer gibi olacağız ama pek de girmiş sayılmayacağız. :) Ölüm gibi bir şey olacak ama kimse ölmeyecek :) On altı kişilik tipinden en nadir görülen INFJ ( ay en ef ci :) ) kişilik tipini konuşacağız. Allah'ım lütfen yazımı bir tane de olsa bir INFJ okusun.(AMİN)          Bu kişilik testi , İsviçreli psikiyatris Carl Gustav Jung tarafından ortaya atılmış, Amerikalı psikolog ve yazar anne-kız olan Myers ve Briggs tarafından iyileştirilmiştir. Test,kırk soruya verilen kabul ve red cevaplarının nihayetinde değerlendirilmeye alınıyor.Her karakter için dört harfli başlıklar var. Mesela benimki "ESTP" yani girişimci karakteristik tip. Değerlendirme sonucunda bazı kategorilerdeki yüzdelik oranlarla beraber,üyesi olduğunuz karakterin etraflıca açıklaması bulunuyor. Yazının bitimine linki koyacağım. Lütfen sonuçlarınızı   yorumlarda paylaşınız.    Gelelim INFJ kişiliğin evsafına. Bu gruba giren insanlar,içedönük halleri ve sezgisel kuvvetleri i
Resim
Başlangıçları severim ama başlık atmayı değil .O yüzden kimseciklerde önyargı oluşturmadan, başlayalım sessizce. Bir sorum olacak sevgili okur .Nereden geliyor seni buraya iten rüzgarın fısıltısı. Düşün bir ilk önce... Örneğin beni yazmaya iten o şey, seni de sarıyor mu mesela. Ne hissediyorsun şu an....Neden mi soruyorum? Hissedebildiğin sürece değerlisin çünkü,bunu biliyorum. Hadi gidelim seninle... Bu sıcak yaz günlerinde, rüzgarın esişini teninde hissettiğin bir yere. Belki, birkaç yere...   Her bir dalgasında içini ferahlatan, ucu bucağı gözükmeyen bir deniz var karşında bak.. Bak işte orada. Yok yok ,merak etme. Sadece karşıdan bakmıyorsun, içindesin şu an. Tam hayal ettiğin gibi . Ah be ne kadarda mutlusun şimdi öyle değil mi. Şimdi ise kimsecikler yok. Yalnız kalmak niyetin, her bir iaşeden her bir telaşeden. Sebepli ve belki de sebepsiz. Bazen bir şey olmasa da yalnız kalmak isteyebiliyor çünkü insan . Bak ,sessizlikte mutlu etti seni farkında mısın.Farklı şeylerde bulabil

SEYEHAT GÜNCESİ

Resim
 Okurlarımdan,yazılarım için içerik tavsiyeleri istemiştim. Sırayla tüm tavsiyeleri değerlendirecegim. Bir okurum bir mekanı tanıtmam ve güzelliklerinden bahsetmemi rica etmiş. Şuan seyehatte olmam sebebiyle bulunduğum harika mekanı tanıtacağım.         Burası,Bolu'da Soku Yaylası'nın üzerinde bir orman. Arabadan indiğinizde,ferah  hava ciğerlerinizi okşuyor. Zihninizde biriken tüm zehirlerden arınıyorsunuz.     İlerisinde şuan yanında bulunduğum gürül gürül akan bir su var. Şifalı su diyorlar. Dağın bağrını yara yara geliyor ve sesi dahi , özel ve büyüleyici olduğuna,ziyaretcilerini ikna ediyor. Annem bu suyun, karaciğeri temizlediğini ve yaraları hızlı iyileştirdiğini söylüyor. Hatta bir önceki gidişlerinde annem ve babam kuşburnu topladıkları için elleri çizilmiş. Suya dokundukları zaman , ellerinin yanması hemen geçivermiş. Bu gidişimizde de sahip olduğumuz tüm bidonları şifalı su ile doldurduk. Hatta annem etrafa atılmış şişeleri de değerlendirmek istedi ama neyse ki vazge

Yakmaz Top

Resim
           Yakar topu hiç sevmem. Ne zaman ortaya geçsem hemen vurulurum. Ama öğrencilerim bu oyuna bayılıyorlar. Her benimle oynamak istediklerinde, eğleniyormuş gibi yaparak yakartop oynuyorum :).             Bugün de öğle aramızı yakartopla değerlendirmek için gruplara ayrıldık. İyi oynamadığımı biliyorlar ve bu beni utandırmıyor. Hatta bu sayede gönül dünyalarında başarılı bir konuma sahip olan birinin de bir şeyleri başaramayabileceğini öğreniyorlar. Herkesin, her konuda yetenekli ve becerikli olamayacağını farkediyorlar. Vurulup üzüldüklerinde "Bakın ben de hemen vuruldum" demem bile onları tekrar heveslendiriyor.             Ortaya geçme sırası bana geldiği zaman, karşı takımdan Tuana, Fatma'nın kulağına bir şeyler fısıldadı. Sonra yerlerine geçtiler. Ben on kez saydırana dek, topu başka başka yerlere atıp kazanmamı sağladılar. :) Tabi ki bu durumun farkındaydım ama asla çaktırmadım. On kez saydırıp bir oyunum olduğunda beni sevindirdikleri için o kadar mutlulardı