Hayat Memat Sanat
Yaşamak, baştan sona ressamlıktır. Ömrü idrak edeceğimiz safhaya gelen herkese boş tuvaller verilir. "Çiz" denir ve "yok ben cin Ali bile çizemem" diyenimiz dahi o tuvali boş bırakmaz. Yaşamak, sondan başa ahde vefadır. Kimimiz tuvali güzel renklerle bezer, özenir, kimimiz yalnızca boşluğu karalar. Oysa konu yetenekle ilgili değildir. Vakit geçtikçe olgunlaşan ressamın merhameti artar. Olgunlaşmak böyle bir şeydir. Henüz bir müptedi (yeni başlayan) daha fevri daha sonuç odaklı ve kalbî bir gözle çizim yapmaya eğilimliyken, yaş aldıkça hatalara karşı daha merhametli olmaya başlar. Sevgi dolu oluşu katlanır da katlanır. Çünkü büyüdükçe hatalar yapmıştır hatta asla yapmam dediklerini bir bir yapmıştır. Böylece herkesin her şeyi yapabilmesi gözünde normalleşiverir. Elbette olması gereken budur. Esnek olabilmek.. Ne büyük ihtiyaçtır aslında. Katılık ve prensipli olmak hep karıştırılır oysa. Herkes insiyatifi (idare edilmeyi) hakeder, tadı kaçmadıkç