Seyehat Güncesi 4




     " Tıpkı dünya gibi,kendi eksenimde dönerek bari nereye gidebilirim ?" diye düşünüp, Bolu ,Seben,Solaklar'daki Kaya Evleri'ne gittim. Bu yazımda hem oraları görelim ,hem yaşadıklarımı birlikte bir daha yaşayalım hem de Kaya Evleri'nin tarihini öğrenelim istiyorum. Hazırsanız başlayalım. 
      Solaklar Kaya Evleri, milattan önce Hititler'e,sonralarda Lidyalılar'a ev sahipliği yapmışsa da şuan , "Gayalara hasıl hasıl çıkduk,gız gacım pek yüüseğe yahmışla. Arnaşlii gozur duruyarı emme , merdivenle ne pek yağu"
Translate:
"Kayalara nefes nefes çıktık. Kız, kardeşim,çok yükseğe yapmışlar. Karşıdan şık, güzel,duruyorlar ama ,merdivenler falan çok garip (, kullanışsız,dar)," ağzının sahibi ,Sebenliler' e ev sahipliği yapıyor.



       Girişte ,oklardan oluşan bir tabela sayesinde, burayla önceden tanışmış oluyorsunuz. Tabelanın ilerisinde kamelyalar var. Kamelyalarda
 dilediğiniz gibi piknik yapabilirsiniz. 


         Manzarası harika. Üstünde ne yetiştiğini anlayamadığım ağaçların altında, kayaların karşısında otururken ,huzurla dolmamak mümkün değil. Tabi ufak çocuklarla gittiyseniz ,onların düşme korkusu ve iki dakika oturmadan sürekli gezmek istemeleriyle ortamın tadını çıkaramayabilirsiniz.


      Cennetin gölgesi gibi duran bu müthiş yerde ,uzaklara dalarak çay içmek,terapi gibi oluyor. Ama daha içmeden ,çay bardağını korkuluklara koyarak,profil fotoğrafı çekmenizi öneririm . Hatta manzara öyle kullanışlı ki altına "Çay var içersen,yol var gidersen" yazıp hem çaya hem yola sallamak mümkün .


 Kamelyadan gözüken bu köprüden geçerek , Kaya Evleri'ne gidiliyor. Dik ,dar ve dönemeçli bir yol çıkıyor önünüze. Bu yolculukta,refakat etmesi için ,çayınızı yanınızda götürebilirsiniz.Ninja Worrier parkurunu andıran bu yolu bitirdikten sonra , sadece bir kişinin aşağıya bakmadan çıkabileceği merdivene ulaşmış oluyorsunuz


     Yeğenlerim ve ben buraya kadar geldiğimizde, Mexi ve kızlarının bizi takip ettiğini görüp, ifrit görmüş gibi enişteme bağırdık. "Mexi ve kızları" deyince kulağa "Fazilet Hanım ve Kızları" gibi geliyor olabilir ama bahsettiğim topluluk,buranın merdaneyi andıran köpekleri. Eniştem onların dilinden anlıyor ve bize sürekli"Korkmayın onlar sadece oynamak istiyor" diyordu ama zaten sorun bizim onlarla oynamak istemememizdi. İnsan gördükleri yere davet edilmeden koşuyorlar ve zıplayarak iletişime geçmek istiyorlar. Aslında şirin de duruyorlar ama aramızda onlarla oynamak isteyecek kimse yoktu. Hatta yeğenimin kuzeni, âzâsı kopmuş gibi ağlayıp durdu. Bu yüzden" Bırak Allah aşkına" deyip,daha yukarıdaki kayalara çıkmadık. Ama kayalar genel olarak , mağara gibiler. Hatta bazılarının içinde merdiven var ve bir üst kayaya çıkabiliyorsunuz.


    Eğer bir kayaya girerseniz ; etraf karanlıktır ve
 dışarısı böyle gözükür. Kafanızın üzerinden her an yarasa geçebilir. Yarasalar benim için, Dracula ya da Cullen ailesi mesabesindedir. Henüz karşılaşmadım fakat karşılaşsam,aklımı yitirecek gibi olurum sanırım. Bundan sebep,bu sefer içeriyle pek haşır neşir olmadım,zaten bu ilk gelişim değildi. Bak ilk gelişimi hatırladım da,yahu ne gündü . Havaların yağmurlu ve soğuk olduğu günlerde kışlık kaşemle gelmiştim Seben'e. Ertesi gün Kaya evlerine gidelim dedik ve üzerimde yine kaşem. Kaya Evleri'ne gidince bir güneş açtı ki mahvoldum. Turistler,iklimi bilmeden şort , kısa kollu, şapka giymişlerdi ama ben oranın yerlisi olarak KAŞEYLE GİTMİŞTİM. O dik merdivenleri çıkarken, Lidyalılar'ın ruhuyla kavga etmiştim. Velhasıl,zor bir gündü.
Âna dönecek olursak, bu güzelim kaya evlerinden kamelya tarafına indiğinizde,gezecek tek bir yeriniz kalır ki orası da


      bu merdivenin götürdüğü,kiralık küçük evler. Ne muazzam gözüküyor değil mi? Bu merdiveni takip ederseniz,bu evlere ve  resimdeki manzaranın olduğu bir terasa ulaşırsınız. 



Bu teras, geçmişinizi süzgeçten geçirip,geleceğe dair hayaller kurabileceğiniz en uygun yerdir,tabi aceleniz yoksa .
En uca gidip , gözlerinizi kapatıp,derince bir nefes almak,sizi geçici bir süreliğine bu dünyadan uzaklaştırır. Yapay tuğlaların arasında betonlaşan bedenlerimiz,şu doğal güzelliklerin içinde kuş gibi ferahlar. 



Akşama doğru giderseniz ,buranın görsel ziyafeti bir başka güzeldir. Bir lambanın ziyâsındaki açıdan, kızılı maviye çalan gökyüzünü izleme şansınız olur. Benim gibi,benzetim müptelasıysanız, o ziyâda neler görürsünüz neler. 
Ben ne mi gördüm?
Parlayan bir lambada, gönlü,gözü ve hatta gönül gözü ışıl ışıl çocuklar gördüm. Asrın lâşe tuzaklarından elini eteğini çekmiş, girdiği karanlığı aydınlatan gençler gördüm. Devir geceleşti dostlarım ve herkes ışığı aya mâlediyor. Asırdaki ışığın hakiki menbağının (kaynağının), farkında olan ,körpecik yürekler gördüm ve onların parıldayan sadrının , aydınlattığı bir yol gördüm.



Tamam Seyyâh,diğer gördüklerini sus. Onlar; sen , yüreğin bir de Hititler ile Lidyalılar'ın ruhu arasında bir sır olarak kalsın. O sırrı, büyülü gecede gökyüzüne bıraktın ve şimdi gökyüzünden geri alamazsın.
Amma da edebiyat yaptık değil mi ?
Neyse,olsun o kadar.
Dostlarım , birlikte Solaklar Kaya Evleri'ni gezdik. Sizleri de , buralara davet ediyorum. 
Giderseniz ,orada balık yemeyi deneyebilirsiniz ama manevi sıhhatine güvendiğimi söyleyemem. Yine de dolu dolu bir seyehat yapmış olacağınıza eminim. Gönül gözü ile bakarak , tefekkürlere (düşüncelere) dalarak gezeceğimiz bir hayatımızın olması dileğiyle...
Esen kalın.
#Seyyâh

















Yorumlar

  1. Yine yüzümüzde tebessümler açtıran harika bir tanıtım, teşekkür ediyoruz :)
    Yöresel ağızlarınız da hakikaten "translate" gerektirecek cinsten imiş, bize yöreden olmadığımızı hemen hissettiriyor :D Bolu belediyesi size nişan vermeli... ama o ayılarla meşgul......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Veee işte aradığım cevap:
      "Korkmayın onlar sadece oynamak istiyor" diyordu ama zaten sorun bizim onlarla oynamak istemememizdi. ������

      Sil
  2. Yorumlarda sizi görmek ne güzel Mefkûd Hanımcım :) Bolu el ayası kadar yer ama kendi içinde de her yerin farklı bir ağzı var. Bu Seben ağzı,Mudurnu'ya gitseniz -yor ekinin "batır" olarak kullanıldığını görürsünüz.
    Mesela
    Gidiyor : Gidibatır
    Dörtdivan'da apayrı.
    Tekke Işıklar'a gitseniz her cümlenin sonuna "Re " koyulur . Bu be,ya,yahu hatta kabaca len,la kelimelerinin hepsini birden karşılar.
    Mesela
    Ne ediyon ree
    Belediye mevzularina gelince ;
    Tanju Özcan bizim imtihanimiz , bu adamı kim seçti diye düşünüyorum ara ara. Dün haberlerde çıkan ,anlatırken sadece kendisinin güldüğü o olay sebebiyle , bu adam adına tüm kadınlardan özür diliyorum. Güzelim,şirin ilimizi maskara etti.
    Sakin Seyyâh :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, yolum düşerse bu verdiğiniz örneklerle karşılaştıkça sizi anımsayacağım.. Ve oldukça şaşırdım, - yor ekinin "batır" olarak kullanılmasınaa.. Desenize her karışı nimet olan Anadolu'yu Bolu da fazlasıyla zengin kılıyor el ayası kadar olsa bile.
      Hazır yeri gelmişken buradan tüm belediyelere de akıl fikir niyaz edelim öyleyse...
      Bolu'ya da selâm olsun, sevgilerle... ♥️☺️

      Sil
  3. He bir de "re" kelimesindeki "e"yi kalın söylemek icab eder. Mahreci,boğazın göğse muttasıl olan kökünden çıkar :)

    Vakit ayırdığınız için Minnettarım ❤️❤️❤️ Daima buyrun

    YanıtlaSil
  4. Selamınızı herkiş adına alıbatırın. Sevgilerle :)

    YanıtlaSil
  5. Bu muhteşem yazıya birde siz ikinizin yorumları eklenince ...🥰😇
    Birde senin ağzından duyabileceğim zamanlarda gelecek mi seyyahcığım☕

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Düşüncelerini Paylaşır mısın?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bugünler ve Yarınlar

MEVZUMUZ ;DEHB

İÇİMDEKİ GÖLGE