Sizden Gelenler 3



                         VARLIK VE HİÇLİK
      
Gece kurduğu alarm çalmamıştı. Ondan dolayı uyanması gereken vakitten geç kalkmıştı. Doğruldu ve elini, yüzünü yıkamak için banyoya gitti. Baynodaki aynaya bakınca kendini aynada görememeşti. Dert etmedi. Yüzünü yıkamak için elini suyun altına koyduğunda su elinde birikmiyordu, akıp gidiyordu. Bunu da dert etmedi. Bir iş için dışarıda yürürken ahalinin yanından geçiyordu. Selam verdi, kimse almamıştı selamını. Çöpün kenarındaki kedi bile almamıştı hatta kedi korkup kaçmıştı ondan. Yine yürümeye devam ederken bir genç ile omuz omuza çarpıştılar, sendeleyip düştü. Gencin onu görmemesine ve çarptıktan sonra sanki hiç bir şey olmamış gibi arkasına bakmadan devam etmesini de dert etmedi. Kendisini hiç olarak görmeye ve çeşitli varlıkların da kendisini  görmemesine alışkındı. O sırada kulağına bir davet geldi. Hayatta herkes onu görmezden gelirken biri onu davet ediyordu. "Davete icabet gerek" dedi. Bu davete öyle direkt gidemezdi. Davet için hazırlanması gerekliydi. Bunun bilincinde olarak hırkasını çıkardı, kazağının kollarını ve pantolonun paçalarını sıyırdı. "Bismillah" diyerek hazırlanmaya başladı. Daha sonra davetin gerçekleşeceği yere doğru yöneldi. Yakındı zaten ,öyle çok sürmedi varması. Önüne bir seccade serdi ve "Allahuekber" dedi. Şuan tam olarak davetteydi. Hazırlıktan itibaren bedenine dönmeye başlayan ruhu şuan tam olarak bedenindeydi.  İşte şimdi kendinin var olduğunu hissetti. Ve yalnızca Allah'ın kendisine olan kulluk davetlerini yerine getireceğinde var olacağını biliyordu."

Kıyafet giydirilip çeşitli hayvanların korkması amacıyla yapılan korkuluklar ile insanı ayıran en önemli özellik ruhtur. Korkuluk da fiziken vardır, insan da. Üstelik biçim olarak da benzerdirler. Bizler ancak Allah'ı andıkça, Allah için yaşadıkça ruhumuz var olur. Allah'tan, İslam'dan gafil bir beden ruhsuztur. Hırs, kibir, öfke, gösteriş, intikam almak gibi fıtri özelliklerden uzak durarak hiç olmaya, Allah'ı anarak, Allah için ve Allah'ın bize şah damarımızdan yakın olduğu bilinci ile yaşayarak var olmaya çabalamalıyız.

Yazımı bitirmeden alemlerin rabbi olan Allah'a, biz insanlara günün her dakikasında ve her saniyesinde kendisine secde etme emrini farz kılmayıp, günün yaklaşık 1 saatine tekabül eden namaz ibadetini farz kıldığı için, yılın her günü değil de yılın sadece bir ayında oruç ibadetini farz kıldığı için, kazandığımız her şey Allah'a ait olmasına rağmen biz kullarına verdiklerinden 40 da birini muhtaç olana, darda olana vermemizi farz kıldığı için ve bizi bizim cinslerimizden olan anne, baba, evlat ve eşlerle rızıklandırıp onları haddi aşmadan, İslami kurallar çerçevesinde sevebilme imkanını verdiği için ve daha nice nice bildiğimiz, bilmediğimiz her türlü rızık ve nimet için Allah'a hamd etmeliyiz.

İslamla kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bugünler ve Yarınlar

MEVZUMUZ ;DEHB

İÇİMDEKİ GÖLGE