ÇİKOLATA DEĞİLİZ




      Dostlarım, bugün kıssadan hisse yapacağız. Muhtemelen hepiniz neden kilit ekranımı gördüğünüzü sorguluyorsunuzdur 😁 Orada üç detay var. Birinci detay kãh-fe🌷 İkinci detay, yazıyı doğumgünümde yazdım. (Şimdi bu bilgiyle ne yaparsanız yapın 😁). Asıl detay da Arapça yazılmış kilit ekranı notum. Manası "Ben çikolata değilim". Bugün, taze yaşadığım bir olay ile, kimsenin mutluluğuyla sorumlu olmadığımızı hatırlayacağız. Şimdi en sevdiğiniz fonu açıp, yazımı okumaya devam edebilirsiniz. 
       Yoğun iş hayatımın yanı sıra, ricası üzerine, özel Arapça dersi verdiğim biri var. Bugün dersi az işlemek zorunda kaldım çünkü yapmam gereken bir çok planım vardı ve aslında bugün ders günümüz değildi. Biraz daha ek vakit rica etti ama meşguldüm bu yüzden kibarca, kabul edemeyeceğimi söyledim. Sonra, aslında ona Arapça'yı zevkle öğrettiğimi, bu dili zaten çok sevdiğimi ama yarın iş yerime gitmeden bugünki planlarımı halletmem gerektiğini,müsait olduğumda kendisine dönüş sağlayacağıma dair dakikalar süren bir ses kaydı attım ona. Ve içeriği bu olan o ses kaydını üç defa çekip her seferinde silip yenisini kaydettim. Annem beni duymuş, kaşlarını kaldırmış, gözleri açılmış şekilde yanıma geldi. "Neden bu kadar açıklama yaptın? Daha kısa anlatılabilirdi",dedi. "Onu bilerek ektiğimi düşünmesini istemedim" dedim. "Bunca işinin arasında, ricası üzerine vakit ayırıyorsun. Yardımcı olman çok güzel tabi ki ama zaten kendini sıkıştırıyorsun. O da farkında. Bir de bu kadar açıklama yapmanın ne gereği var? Aksattığın bir sorumluluk değil ki bu. Resmen kendini hırpalıyorsun " dedi. Aydınlanmıştım. Annem çok sitem etti, çünkü bu benim ilk vukaatım değil. İstisnasız HER OLAYDA, HERKESE karşı bu hale bürünüyordum. 
        Bu konuda yüz arkadaşımla aynı şeyi konuşmuştuk daha önce de. Ama ben uzun açıklamalara o kadar alışmışım ki, duramıyordum. Sanki derin derin açıklarsam karşı taraf kötü hissetmeden beni daha iyi anlar diye düşünüyordum. Kısa yazdığımda da kendime "ACABA KENDİMİ ONUN İYİ HİSSEDECEĞİ ŞEKİLDE İFADE EDEBİLDİM Mİ? " diye dünyanın en hastalıklı sorusunu soruyordum. Annemin bu sitemi beni ciddi manada sarsmıştı. Çünkü bu olaydan bir müddet önce de şu hastalıklı soru yüzünden, aylardır açıklama yaptığım birinin, açıklamalarımdan sıkıldığını farkettin. Bir de bunun üzerine olay, muhatabımın memnuniyetsizliğiyle bitti. Farkettim ki, eğer bu aylar süren gönül alma çalışmam bir narkotik şube tarafından yapılsaydı, bir çok esrar ele geçirilmiş olurdu. O zaman kendimi tabiri caizse aptal gibi hissetmiştim. Bunun üzərinə bugünki olay ve annemin söyledikleri cuk oturunca dedim ki "Benim dizimin UYANIŞ serisi başlamalı". 
           Kelamda ihtisar (kısaltmak) evlâdır. Düşünüyorum da, Araplar zengin bir kelime hazinesine sahip olmalarına rağmen, kelamda ihtisar için kimi zaman özneyi, kimi zaman yüklemi ya da zarf tümleçlerini yok ederler. Buna karşın gönüllere hitap edecek kadar da fasih konuşabilirler. Biri teşekkür ettiğinde teşekkürü alan kişinim "Rica ederim yahu ne demek teşekküre ne gerek var vs vs vs" yerine " Teşekkür Allah'adır" demesi adettir. İki kelime ama içinde tevazu, inanç, memnuniyet, muhataba saygı manaları mevcut. İşin sırrı buymuş dostlarım. Söylemek istediğimizi öz ve kibar söylediğimiz halde ikna olmayan insan, zaten kendi kafasındakine saplantılı kalmıştır. Uzatmak da sözün etkisini yavaş yavaş öldürür hatta bazen karşı tarafa koz verir. Çikolata değiliz,biz kimseden de bunu beklemedik. Birini kasten üzmek kötülüğü yapmıyoruz ki onun mutluluğunu üstlenelim. Mutlu etmek güzel şey, lakin kastımın "insanları mutlu etmeyeceğiz" demek olmadığını anlamışsınızdır. Ben diyorum ki "Kendimizi paralamayacağız"
            Vakit bizim vaktimiz. Gayrı ölmek var, uzatmak yok😁 Kıssadan hisseler ile tecdid edelim (yenileyelim) zihnimizi, yüreğimizi. Şimdi sizden bir ricam var. Okuyan herkes, - eğer bu sıkıntıyı yaşıyorsa- sağlam bir karar alsın ve sonra kilit ekranına "Ben çikolata değilim" yazsın. Şefin tavsiyesi olarak başka dilde yazılabilir. Size kendinize iyi bakın, Allah'a emanet olun bir sonraki yazımızda görüşürüz yerine, Arap adeti üzere "MEASSELAME" diyorum. 🤚

Yorumlar

  1. Kendimizi açıklamaya o kadar çok uğraşıyoruz ki bunun gerekli olup olmadığını düşünmüyoruz bile. Önceden beni aylarca aramayıp işi düştüğünde arayan arkadaşın sitemine kem küm ederek mahcup olarak cevap verirdim. Sonradan bi dakka ya o da hiç aramadı diyerek aydınlandım. Şimdiler de yav he he diyerek açıklama yapıyorum. Gayet ikna oluyorlar �� yüreğin çok kıymetli kimse için yormaya değmez

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklı bir tesbit. Yav he he de baya kullanışlı duruyor. Çok teşekkür ederim güzel yorumun için ❤️

      Sil

Yorum Gönder

Düşüncelerini Paylaşır mısın?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bugünler ve Yarınlar

MEVZUMUZ ;DEHB

İÇİMDEKİ GÖLGE