KELİMELERİN TESİRİ

İnsanın çoğu zaman kendini ifade edebildiği en iyi yoldur konuşmak.

Aslında iletişim kurabilmek için bize bahşedilen bir araç.
 İletişim kurabilmek bir ihtiyaçtır.Ve bizde çoğu örnek gibi ihtiyaçlarımızı araçlar vasıtası ile halletmiyor muyuz?

Karnımızı doyurabilmek için yemeğe ,susuzluğumuzu giderebilmek için içeceklere,konuşabilmek için kelimelere ihtiyaç duymuyor muyuz?




KELİMELER...

Hani her insanın kendini ifade edebilme stili vardır ya kendi çapında.Bu stile eşlik eden, derin bir süzgeçten geçirilip
 ağzın içindeki köprüyle bağını koparmadan kısa bir süre zarfında muhataba tesir edebilen  ve bu cümleyi oluştururken ayrı ayrı yerleri kendine mesken edinmiş kelimelerden bahsediyorum hani.

 Bir saniyenin 1000 milisaniye
olduğunu hesaba katarsak 50-80 milisaniye
 içerisinde kelimeyi algılama kapasitesine sahip olup genel bir  hesaplama ile bu insan beyninin dakikada bir kaç yüz kelimeyle karşılaştığı,maruz kaldığı vs.vs. gerçeğini ortaya çıkarıyor.



Ki elde edilen bilimsel veriler ve hipotezleri
kapsama alanı içerisine dahil edersek şu başlığımın insanlar üzerindeki etkisi  yadsınılmayacak bir gerçek olduğu aşikâr olacak.

Gerçekler sormadan bilinmez öyle değil mi?
Gelelim ilk soruya...

İNSANLAR ÜZERİNDE ÇEŞİTLİ SEBEPLERDEN DOLAYI BIRAKILAN TESİRİN, KELİMELERİN AZ YA DA ÇOKLUĞUYLA ALÂKASI VAR MI?


Gözlemlerim sonucu elde ettiğim sonuçlara göre bu insandan insana ,makamdan makama ,cinsiyetten cinsiyete,konudan konuya,zamandan zamana göre değişiklik gösterebiliyor.

Örneğin zamanı olmayan bir insana söyleyeceğiniz bir çok kelime tesir etmez .
Aksine hızlı,kısa ve net ifadeler muhatabınızda istediğiniz bir etkiyi bırakacaktır.

Genel olarak bir üst makamda olanlar açıklamalardan (dolayısıyla içerisinde bir çok kelimeyi barındıran cümleler topluluğundan)hoşlanır ve hatta bazen bunu beklerler,siz açıklama yapmayı sevsenizde sevmesenizde...Ve dahi karşınızdaki kişi açıklama (dolayısıyla bir sürü kelime topluluğunu) dinlemeyi sevmese bile işi icabı bunu istemsizce bekler...

Çoğu zaman kısa ve öz cümlelerle kendilerini ifade etmeye çalıştıklarına şahit olsamda istisnalar çıkmıyor değil.Bu da cinsiyetten cinsiyete de kelimelerin tesirinin farklılık gösterdiğine delil olarak sunulsa da bir mevzu var ki bu da varsayımımın çürütülmeye çok elverişli olduğu .Hâla aradaki fark üzerinde biraz çalışıyorum .Ama bu kadınların daha çok kelimeye ihtiyaç duyduğu gerçeğini değiştiremeyecek sanırım.:)

Kelimelerin az yada çok kullanımı duygu durumuna bağlı olarak da değişmiyor değil hani.Sinirliyken bir çok kelimeye maruz kalmak istemez insanlar mesela.Ya da üzgünken..
Bunu denemek istemezsiniz bile.Deneyecek olursanız bu aynı benim yoğurttan muhallebi yapma deneyim gibi sonuç vereceğine eminim.Siz de benim yaptığım o müthiş!! muhallebi adı altındaki beyaz bir şeyle( söylediklerinizle) kalıcak hatta belki de yemeğe mecbur bırakılacaksınız..(bunu istemezsiniz tabiki de!)

OLMAYACAK ŞEYLERİ ZORLAMAYIN DEMEK İSTİYORUM YANİ...(kısa ve öz)

Kelimelerin istikameti olan konu da;mühim bir mesele.Bu konu nereye gidiyor sorusunun cevabını çoğu zaman ardından gelecek kelimeler belirler . Gelen kelimelerle anlaşılacağı üzere konunun önemi de farklılık gösterir  kişilik çerçevesi adı altında.(İnsanların kişiliklerini oluşturan yaşam stilleri,seçim ve tercihleri farklı olmaya itiyor onları nedensizce.Eşittir farklı olmak bir zorunluluk diyebiliriz böylece.)
O zaman konunun tesiri , hitâp edeceği kesime göre değişiklik gösterecektir.Bu şey serum gibi...Dozajı bünyeden bünyeye değişiyor.Kelimelerinizin tesiri için muhatabınızın seviyesinde "samimiyetle" buluşmanız lâzım.
Tırnak içinde söylüyorum"SAMİMİYETLE"
 
Sorularla devamm...

İNSAN NEDEN  KELİME KURMAYA İHTİYAÇ DUYAR?
*Kendini ifade edebilmek için.
*Fikirlerini izah etmek için.
*Herkes böyle yaptığı için
*Yanlış anlamalara kurban olmamak için.
*İnsanları kırmamak için(benim çoğu zaman tek gerekçem.Bu sayede kelime dağarcığım ve hitabetime artı katarken insanların kalbini kırmaktanda uzaklaşıyorum.(şey... olaya iyi yönden bakmak bu olsa gerek.:))
*Ve bazen dikkati üzerine çekmek için.Nasıl mı ?
Yanlış zamanda yanlış kelimelerle...(bence bu taktik tehlikeli...samimiyeti ortadan kaldırabilir mesela ya da büsbütün bir samimiyette katabilir...)
*Tabiatında bu olduğu için.
*Susmaktan korktuğu için.
*Kelimeleri sevdiği için.
                      VELHASIL
Sözün tesiri için kelimeleri kullanıyoruz.
Ve  bazen bu yorucu oluyor.Çünkü beynimizden geçen düşünceler dile dökülene kadar ki o müddet zarfında o kadar çok elekten geçiyorlar ki...

Tembelliği sevmeyip her ânı değerlendiren bir beyne sahibiz.Buda gelen  kelimeleri önceden tahmin etme çabasına sokuyor bizi.Yani düşüncelerin dile aktarılmaya çalışıldığı her saniye beynin bu konuda tahmin yürütmesine fırsat vermektir aslında.(Şimdilerde buna izin vermeme çabam devam ediyor yani etmeli.)
Kelimelere biraz hız kazandırmanın zararı olmamalı bence ...Biraz hız biraz tesir..
 
AMA KELİMELER OLMADAN KONUŞABİLMENİN DE HAYALİNİ KURMUYOR DEĞİLİM...

Zira sözlerin insana destekliği kadar köstekliği de malumken,bundan kaçmanın tek yolu sükut ile anlaşmak olurdu diyerek kelimelerimi  mühürlüyorum...

Şairinde dediği gibi "En uzun yoldur insanın içi"Ve bazen tek anlamlı çare susmak...



                                             ~zeyy ~












     

Yorumlar

  1. Elinize, yüreğinize sağlık.. Yine güzel bir yazınızda buluştuk ve okurken sizinle de paylaşmayı istediğim şu mısralar hatırıma geldi;

    "Mahabbetden su'âl etme halîle
    Mine'l-kalbi ile'l-kalbi sebîle"

    [Sen dosta sevgiden, muhabbeten sual etme.
    Zira kalpten kalbe bir yol vardır.]

    Sanıyorum, kelimelerin üst mertebesi bu olsa gerek (:

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim güzel ve anlamlı yorumun için.

    Kalpten kalbe bir yol var da yolun başında taht kurmuş kelimeler...
    Kelimelerle başı dertte olanlar için zor oluyor.Zira mehabbetin kalbe tesiri gözlerden sonra dil , sonrada hâl ile oluyor..
    Keşke hâlden anladığım kadar dilden de anlayaydım iyiydi...

    Kelimelerin üst mertebesine ulaşırsan bana da haber ver:))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Düşüncelerini Paylaşır mısın?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bugünler ve Yarınlar

MEVZUMUZ ;DEHB

İÇİMDEKİ GÖLGE